Bir türlü bitmiyor dünya telaşı, Everest dağını çıkmış gibiyim. Kaybettim hayatla olan savaşı, Teslim bayrağını çekmiş gibiyim. Elim kalkmaz oldu Hakk’tan dileğe, Delik deşik sinem döndü eleğe, Takatim yetmiyor kahpe feleğe, Sabır kalesini yıkmış gibiyim. Garipoğlu’m kaderime dargınım, Leyli çöllerinde gezen sürgünüm. Bin yıl ömür sürmüş gibi yorgunum, Sanki gemileri Okumaya Devam Et

Vatanımda zamlar cirit atarken, Milletin gözünü kör aldı gitti. Birileri boş meydanda öterken, Yürüdü el âlem tur aldı gitti. Kiminin ak iken karardı bahtı, Kimisi unuttu ettiği ahdi, Kimisi şeyh oldu; kimisi Mehdi, Etrafı yalancı pir aldı gitti. Bağrımızda bölük bölük yaralar, Kırkı aştı verdiğimiz fireler, Değerinden fazla arttı kiralar, Okumaya Devam Et

Tövbe ettim; sevda senin ardına, Düşersem kametim bükülsün benim. Çifte saray kursan gönül yurduma, Ocağıma incir dikilsin benim. Daha gül sinemi aşkla dağlarsam, Çileleri ilmek ilmek bağlarsam, Mecnun olup Leyli diye çağlarsam, gözlerimden kan yaş dökülsün benim. Kerem’in narından yaman yanarsam, Eyüp gibi içten içe kanarsam, Yemin ettim bu sözümden Okumaya Devam Et

Aşkın külünküyle başımı yaran, Halden bilmez, vefasıza ne deyim? Her bakışta yanık kalbimden vuran, Çatık kaşlı kara göze ne deyim? Heba oldu gitti ömür yarısı, Bulamadım, nerde sevda yöresi? Beni böyle mecnun etti birisi, Yüreğimde yanan köze ne deyim? Nalân oldum bu dünyanın zulmünde, Yana yana kül kalmadı gönlümde, Garipoğlu Okumaya Devam Et

Bu gece de uykuları çaldırdım, Gözlerimi yumdum yumdum ağladım. Dost dost diye gül sineyi deldirdim, İçten içe yandım yandım ağladım. Bu kahır başıma bela mı bela, Hiç farkı kalmadı gurbetle sıla, Hallerimi bilen ol yüce Mevla, Tenhalara sindim sindim ağladım. Akıl benden uçtu geri gelmedi, Şiir yazdım, destan dizdim olmadı, Okumaya Devam Et

Deli gönül, harman gibi savruldun, Kanadın bir yana; kolun bir yana, Aşk odunda yana yana kavruldun, Ateşin bir yana; külün bir yana. Çölde serap; düz ovada del’oldun, Deryalarda dalga dalga sel oldun, Bülbül iken en sonunda lâl oldun, Sohbetin bir yana; dilin bir yana. Her işini bir olmaza bağladın, Gündüz Okumaya Devam Et

Benim de sevdiğim vardı bir zaman, Leyli’den geriye bu figan kaldı. İncecik belleri tazecik fidan, Boyludan geriye bu figan kaldı. Onu da elimden aldırdı felek, Kırıldı kırk yerden tutmuyor bilek, Yüzü huri kızı; yüreği melek, Huyludan geriye bu figan kaldı. Kevserden, hurmadan tatlıydı dili, Anne gibi şefkat doluydu eli, Ozanlar Okumaya Devam Et

Çıkmaz bir sokağa düşerse ömrün, Yollar bile senden küser sevdiğim. Ele ayan olsa günahın, cürmün, Kullar bile senden küser sevdiğim. Bükülür kametin; dökülür saçın, Derin bir hicrana yurt olur için, Duyulmaz feryadın; sorulmaz suçun, Yıllar bile senden küser sevdiğim. Sararsın sinene aşkı; veremi, Gösterir dünyayı; ak mı, kara mı? Sana Okumaya Devam Et

Bir daha hatrımı sorma vefasız, Cismimi aklından sil güle güle. Bir gün göstermedin dertsiz, cefasız, Senin olsun şerbet, bal güle güle. El gülüp oynarken ağladım yeter, Bayram günü kara bağladım yeter, Coşkun çaylar gibi çağladım yeter, Biraz da sen mahzun ol güle güle. Biter mi dünyanın derdi, cefası? Olur mu Okumaya Devam Et

Ana katmerlendi sinem ateşi, Değme volkanlara taş çıkarıyor. Var mı ki dünyada sevdamın eşi? Mecnun’u, Kerem’i boş çıkarıyor. Yüreğimde pare pare sızı var, Dört yanımda nazlı yarin izi var, Ömrümün ne yazı, ne de güzü var, Cümle mevsimimi kış çıkarıyor. Ana beni gören deli sanıyor, Yüreciğim alev alev yanıyor, Göz Okumaya Devam Et