Seher vakti dala konmuş; şakıyor, Şu sefil bülbülün diline bakın. Her insanım diyen; yoldan çıkıyor, Eşref-i mahlûkun yoluna bakın. Sahte gülücükler saçar gezeriz, Su diye rakıyı içer gezeriz, Göbekden dize dek açar gezeriz, Hele müslümanın beline bakın. âlim akıl alır oldu cahilden, Niçin aman diler yiğit gafilden? Vatandaş devşirdik; sapık, Okumaya Devam Et
Gül yüzlü sevdiğim; senin aşkınla, Bastığın yerlerde turap olayım. Sen bana Leyla ol; ay bakışınla, Ben çölünde gezen serap olayım. Sevdası içimde baki olansın, Melekten, huriden, pâki olansın, Mestane gönlüme saki olansın, Doldur; kadehlerde şarap olayım. Garipoğlu’m der ki ey gözü kömür! Sana feda olsun bu can, bu ömür, Şu Okumaya Devam Et
Sevmek, sevenlerin bir masalıymış, Dile dökenlerden hediye kalmış. Sevenler sineden hep yaralıymış, Cenge çıkanlardan hediye kalmış. Ezelden verilmiş emri âşığın, Sanki boşa geçmiş ömrü âşığın, Sevmek boğazında yumru âşığın, Yola bakanlardan hediye kalmış. Kimi dağ başında karı dizlemiş, Kimi zindanlarda dostu gözlemiş, Kimi feryat etmiş; kimi sızlamış, Çile çekenlerden hediye Okumaya Devam Et
Ben gurbet eldeyken dertli sılanın, Bacası tüttüğü aklıma geldi. Bin hâlini çektim derdin çilenin, Canıma yettiği aklıma geldi. Ana şaştım gayretine kaderin, Müptelâsı etti beni kederin, Ben ağlarken dost sandığım ellerin, Yan gelip yattığı aklıma geldi. Dost var mı ki kime dökem içimi? Kerem’den, Ferhat’tan bildim suçumu, Feleğin dört yana Okumaya Devam Et
Demokrasi dedikleri düzende, Öz yurduna düşman olanlar özgür. Kusur arar olduk Hakk’ın izinde, Yaradana karşı duranlar özgür. Başörtüsü tartışılır mecliste, Dansöz gibi kıvırırlar her pistte, Zülmeden dışarda; mazlum hapiste, Halkı bin parçaya bölenler özgür. Hiçbirinin haberi yok geçimden, Düşünmezler başka bir şey seçimden, Korona da geldi geçti içimden, Bunu da Okumaya Devam Et
Değme aşık çekmez bendeki derdi, Mecnun’dan, Kerem’den beter çektiğim. Bana yad eyledi haneyi yurdu, Bilmem ki, ne zaman biter çektiğim? Bu derde bir hekim çare olmuyor, Testim kırık; bir damla su almıyor, Çilelerin önü sonu gelmiyor, Kervan gibi katar katar çektiğim. Feryat etsem; dosta ulaşmaz sedam, kalmadı ki kendi kendime Okumaya Devam Et
Sevdiğim virana döndü genç ömrüm, Savruluyor bu sevdanın tozunda. Açmadan sarardı; kırıldı dalım, Hazan oldu baharında, yazında. Mecnun oldum; susuz çöllere düştüm, Ferhat gibi karlı dağları aştım, Keremin narıyla kavruldum, piştim, Türkü oldum ozanların sazında. Ne olur insaf et sana geleyim, Emret otağında kölen olayım, Bir defacık yatıp öyle öleyim, Okumaya Devam Et
Günden güne kayboluyor insanlık, Gerçeği söyleyen dili de suskun. Zalimlere geçti bak hükümranlık, Mazlumun ayağı eli de suskun. Sardı müslümanı gaflet ağları, Masivaya kurban verdik çağları, Heba ettik meyve veren bağları, Ahmet, Mehmet, Hasan, Ali de suskun. TV’lerde yalan dolan haberler, Talan oldu tüm ahlaki değerler, Birbirin ağırlar; sağırlar, körler, Okumaya Devam Et
Mecnun Leyla için çölleri aştı, Ondan beter oldu benim hallarım. Ağustosta üzerine çığ düştü, Viran oldu has bahçemde güllerim. Hasret mapus etti beni yurdumda, Mutlu günler hayal oldu ardımda, Kerem gibi sevdam da çok; derdim de, Harmanlarda savruluyor küllerim. Toprak oldum; ayaklarda ezildim, Şiir oldum; hece hece yazıldım, Yaz ayında Okumaya Devam Et
Yıllar yılı bozkırlarda inledin, Uyan Garip uyan; bak halimize. Şu yalan dünyadan sen ne anladın? Uyan Garip uyan; bak halimize. Tabiplerde merhem yok halimize. Gurbet gurbet gezdin; elde saz ile, Ömür yaşamadın; bahar, yaz ile, Ne gönüller aldın tatlı söz ile, Uyan Garip uyan; bak halimize. Tabiplerde merhem yok halimize. Okumaya Devam Et