Yalvardım, yakardım çıkar yol diye, Yaradan sesimi duysun ne olur? Talilihime sitem ettim; gül diye, Karanlık yollarım aysın ne olur? Eşim dostum unutmasın duadan, Sinem parelendi kara sevdadan, Merhamet dilendim badı sabadan, Esip yar kokusun yaysın ne olur? Kadir Mevla’m günahına bakmasın, Huzuruna kara yüzle çıkmasın, Şu Garipoğlu’nu nara yakmasın, Okumaya Devam Et

Kâinatın temeline karmışlar, Benim gibi âşıkların kanını. Kimine saz, kimine söz vermişler, Görsünler diyerek aşk giryanını. Dostum harabede gülizar bitmez, Gül olmayan yerde bülbül de ötmez, Kusurunu Hakk affeder yâr etmez, Ayağına turap etsen canını. Ayan ettin günahını, suçunu, Mevlâ bilir, kul bilir mi içini? Gül yüzüne ziynet olan saçını, Okumaya Devam Et

Hangi ele bahar geldi bilmedim, Bizim eller her gün bana kış oldu. Ne ağladım, ne şad oldum, ne güldüm, Heder oldu koca ömrüm düş oldu. Yattığım uykular kabusla bitti, Diktiğim fidanlar çürüdü gitti, Felek aşk bademe ağular kattı, Taşıdığım koca beden leş oldu. Hayat büktü kametimi belimi, Hoyrat eller derdi Okumaya Devam Et

Dokuz köyden kovuldunsa, Onuncu köy senin olsun. Hem sevip hem sevildinse, O saki, mey senin olsun. İşitsin sözümü yaren, Beni can gözünden gören, Cemâlin üstünde duran, o ok, o yay senin olsun. Etme kaderine isyan, Olsan dahi aşk-ı büryan, Sevdiğin kollarda uyan, Vur düğün, toy senin olsun. Kul garipoğlu’nun şanı, Okumaya Devam Et

Sevdiceğim derdin belan varsa getir bana ver, Sen üzülme hiç ağlama ben ağlayım yerine. Yüreğinden ızdırabı kaldır getir bana ver, Sen ki tazecik çiçeksin ben solayım yerine. İçerimde harman olmuş darmaduman duygular, Birbirini kovalıyor sonu gelmez kaygılar, Ben beni bileli böyle bölük bölük uykular, Bölünmesin rüyaların ben böleyim yerine. Garipoğlu’m Okumaya Devam Et

Bu nasıl sevdadır, Bu nasıl bela? Vatana küstürdü, ele küstürdü. Sevgisiz yüreğim benzedi çöle, İnsana küstürdü, kula küstürdü. Dümdüz yollarımı döndürdü sarpa, Hayalimde yavrum hep kaldı körpe, Ömür tarlamdaki kuryan arpa, Toprağa küstürdü, bele küstürdü. Her dostum dediğim bağrımda çiyan, Bütün kusurumu ettiler ayan, Kadir Mevlaa’m sensin sesimi duyan, Kelama Okumaya Devam Et

Ana bu dünyanın kanunu böyle, Gerçek sevenlerin yüzü gülmemiş. Şad olan bir âşık gördünse söyle, Biri de ölmeden murat almamış. Meze oldu canım aşk pazarında, Biçtiler dalımı gam hızarında, Kıymetimiz yokmuş dost nazarında, Âlemde daracık yerim kalmamış. Garipoğlu’m mezarımı kazsınlar, İsterse gülsünler, İster kızsınlar, Vasiyetim baş ucuma yazsınlar, Ömür boyu Okumaya Devam Et

Bırak şu kavgayı; bırak nefreti, Birlik ol müslüman; n’olur birlik ol. Birlik müslümanın eşsiz nimeti, Birlik ol müslüman; n’olur birlik ol. Bu kavganın sonu olur pişmanlık, Başına kurmasın zulüm sultanlık, Yakışır mı müslümana düşmanlık? Birlik ol müslüman; n’olur birlik ol. Gaflet çukuruna düşmüş gidersin, Benlik dağlarını aşmış gidersin, Bencileyin yolu Okumaya Devam Et

Neden içiyorsun diye sormayın, İnsanlardan vefalıdır sigaram. Dostlar içenleri hakir görmeyin, Bencileyin cefalıdır sigaram. Benimle ağlıyor, benle gülüyor, Dost bilmese; o kıymetim biliyor, Git desen gidiyor, gel de geliyor, Biraz aptal kafalıdır sigaram. İnsan gibi bin bir çeşit yüzü yok, Gönül kıran, can inciten sözü yok, Sizin gibi yalan dolan Okumaya Devam Et

Bir taş gibi cehennemin dibine, Dikilsin Ankara; sen yoksan eğer. Volkan dolu alevlerin kabına, Tıkılsın Ankara; sen yoksan eğer. Nasip alsın o Nemrut’un narından, Çıngı düşsün veyl deresi korundan, Hakk’ın emri ile cennet nurundan, Çekilsin Ankara; sen yoksan eğer. Var ise gözünden yaşlar dökülsün, Ciğerleri pare pare sökülsün, Garipoğlu gibi Okumaya Devam Et