Yüce Mevla’m senden tek bir arzum var, Bir daha zalime yar etme beni. Sandım senden özge yare nazım var, Gönül gözlerimden kör etme beni. Aşk atımı çıkmaz yola yeldirdim, Bir dert için uykuları böldürdüm, Yar ölmeden namazını kıldırdım, N’olur aşk elinden zar etme beni. Yusuf gibi zindanlara düşür de, Yavuz Okumaya Devam Et

Soruyorlar; nerde kaldı insanlık? Ölmeden toprağa girmiş yatıyor. Ben bitti sanırdım sultanlık, hanlık, Bir kümeste beş yüz horoz ötüyor. Evvel muhabbetli diller var imiş, Leyla’lı Mecnun’lu çöller var imiş, Edepli erkanlı kullar var imiş, Koca kendi avradını satıyor. Yiğitlik sustukça zalim güçlendi, Müslümanlık terör ile harçlandı, Çiftçi esnaf bankalara borçlandı, Okumaya Devam Et

Bedeni burdayken; gönlü dağlardan, Aşan iflah olmaz; Ahmet kardeşim. Feleğin kurduğu tuzak ağlardan, Geçen iflah olmaz; Ahmet kardeşim. Bu sevdanın tarifini edemem, Yollarım sarp menzil ırak gidemem, İkrarım var ise ikrar güdemem, Şaşan iflah olmaz; Ahmet kardeşim. Kır at geçmez asaletli huyundan, Yiğit yardan geçmez; geçer boyundan, Kaderin ağulu kevser Okumaya Devam Et

Bunca yıldır ben bilirim; neler çektim elinden, Yürü bre ey vefasız! Gayrı seni istemem. Leyla’sız Mecnun misali yandım susuz çölünden, Senin için bir katrecik yanan canı istemem. Bu sevdada gönlün yoktu ne başıma dolandın? On üç sene bebek gibi büyüttüğüm yılandın, Sen ki benim her şeyime bir tek sahip olandın, Okumaya Devam Et

Boşuna gam çekme; ey mecnun gönül! Kimler deva bulmuş; çöl yarasına. Dikenli gül için figanda bülbül, O da feryat eder dil yarasına. Dibe battı aşkımızın gemisi, Issız kaldı bizim gönül camisi, Yüreğimde kaldı sevda kaması, Felekler neylesin kul yarasına? Garipoğlu’m çilesinden onmadı, Deli gönül aşk meyinden kanmadı, Talih bizden yana Okumaya Devam Et

Ahu gözlüm niçin böyle ağlarsın? Çıkmaza mı düştü yolların senin? Gözyaşını ark eyleyip çağlarsın, Değmeden bulanmış göllerin senin. Bir kanlı mateme bulaşmış gözün, Sanki dost elinden vurulmuş özün, Yürekten dudağı bulmuyor sözün, Nedendir lal olmuş dillerin senin. Sen ki bir turnasın uç da göreyim, Şu bizim ellerden geç de göreyim, Okumaya Devam Et

Ey vefasız! Sür bu zalim devranı, Kader senden yana; kul senden yana. Bana arattırdın yezit mervanı, Zulüm senden yana; el senden yana. Karaladın yirmi üçün yılını, Hançer ettin bir soysuzun dilini, Yaşattın sılada gurbet elini, Dağlar senden yana; yol senden yana. Kabus ettin her gördüğüm hülyamı, Kuru çöl eyledin gönül Okumaya Devam Et

Hayat savaşının ortasındayım yalın kılıç, Kalkanım param parça, Göğsüme adını kazımışlar acı bir sevi masalının. Ömrümün baharına nakşetmişler. Adının baş harfini. Sonu yok bir hikayenin daha baş rolünde ben, Ağır yaralıymışım, komadaymışım. Ölüyormuşum kime ne. Hangi yürek acır aşkın öksüzüne? Aptal teori adamlarının abuksubuk, peşin hüküm var sayımları, Kirletir o Okumaya Devam Et

Badısaba neredesin; kimlesin? Ilgıt ılgıt yare doğru es de gel. Devr-i âlem feryadımı dinlesin, Beni yakan nara doğru es de gel. Felek kurmuş binamızı çileden, Halas etmez bizi dertten; beladan, Bir güzelin virdi beni del’eden, İstediğin yere doğru es de gel. Kerem bile çekmez bendeki zarı, Yaman olur gariplerin efkarı, Okumaya Devam Et

Vefasız yar bana intizar etmiş, Konuşur dilleri lal olsun demiş. Bilmem ki kimleri bahtiyar etmiş, O da mutluluğa el olsun demiş. Çile olsun yaşamının yasası, İçki şişesiyle dolsun masası, Bağırsın çağırsın çıkmasın sesi, Ağlayıp inleyen kul olsun demiş. Uykuları harap olsun derdinden, Boran eksilmesin gönül yurdundan, Ağlayan olmasın bir tek Okumaya Devam Et