Sevdiğim virana döndü genç ömrüm,
Savruluyor bu sevdanın tozunda.
Açmadan sarardı; kırıldı dalım,
Hazan oldu baharında, yazında.
Mecnun oldum; susuz çöllere düştüm,
Ferhat gibi karlı dağları aştım,
Keremin narıyla kavruldum, piştim,
Türkü oldum ozanların sazında.
Ne olur insaf et sana geleyim,
Emret otağında kölen olayım,
Bir defacık yatıp öyle öleyim,
İster omuzunda; ister dizinde,
Garipoğlu’m yaşar hep bu düş ile,
Söyle kime gidem dertli baş ile,
Hayli zaman tırnak ile, diş ile,
Yürüyorum bir güzelin izinde.