Zengin avuç avuç yalarken balı, Fakirin hapı yuttuğu çağdayız. Benden sorarsanız işin aslını, Adamın adam sattığı çağdayız. Çaylar nehir oldu, denizler dere; İnsanlık suç oldu, zalimlik töre; Nefsine uyanın göz göre göre, Günaha şirke battığı çağdayız. Din, ahlak ne demek? Bırak. denilen, Hakkı savunana, Salak. Denilen,, Artık insan olmak, Yasak. Okumaya Devam Et

Ferhat’ın kadrini kimse bilmezdi, Dağları deldiren eli olmasa. Bülbül feryadını gül dinlemezdi, Gönüller mest eden dili olmasa. Eyub’um derdine deva bulmazdı, Karac’oğlan gurbet elde kalmazdı, Yusuf da Mısır’a sultan olmazdı, Yakup’dan ayrılan yolu olmasa. Yüce dağ başında duman tütmezdi, Dalda meyve; yerde otlar bitmezdi, Yunus Taptük kapısında yatmazdı, Yüreğinde iman Okumaya Devam Et

Yeni gonca açmış taze dalında, Gönlümde emsalsiz gül sevdiceğim. Kevser ırmağı var sanki dilinde, Sözü şeker, şerbet, bal sevdiceğim. Cennet-i âlâdan inmiş buraya, Tek sahiptir kalbimdeki saraya, Değişilmez ahirette huriye, Zülfünden bir tane tel sevdiceğim. Elinde kalem yok; fermanım yazar, Dünya benim olur; eylese nazar, Bazı işmar eder; Bazı göz Okumaya Devam Et

Ana hiçbir duam yerin bulmuyor, Hiç arı değmemiş bal mı istedim? Dileklerim Hakk’tan makbûl olmuyor, Yokuşsuz, engelsiz yol mu istedim? Bilmiyorum Mecnun muyum, kerem mi? Yâr ateşi sinemize merhem mi? Anlamadım gülmek bize haram mı? Dumansız, yangınsız kül mü istedim? Yaradanım, sen affeyle kusurum, Bir güzelin kapısında esirim, Kula gölge, Okumaya Devam Et

On dört asır geçti sensiz kalalı, Yıllar seni arar Ya Resulallah. Gönüllere kir pas doldu dolalı, Diller seni arar Ya Resulallah. Sen gideli sanki kıyamet kopmuş, İnsan maddiyata kul olup tapmış, Her birisi ayrı bir yöne sapmış, Yollar seni arar Ya Resulallah. Suriye Mısır’ı alevler sarmış, Zulüm Filistin’i kalbinden vurmuş, Okumaya Devam Et

Ahu gözlüm senin kara sevdandan, Aklım bir hoş oldu; feleğim şaştı. Dileğimsin şanı yüce Mevlâ’mdan, Dilim düğümlendi; fikrim dolaştı. Kadir Mevlâ yolumuzu bir etmiş, Beni sana kurban diye yaratmış, Senelerdir ağlamayı unutmuş, Gözümün yaşları deryayı aştı. Yada ayan etme âşığın sırrın, İster köle eyle; ister esirin, Kurban olam; bağışla geç Okumaya Devam Et

Bir gün ölüp Hakk divana, Varmaz mısın zalim nefsim. Kabir denen o dar yere, Girmez misin zalim nefsim. Hesap günü çetin orda, Baki kalan var mı burda? Allah’ın rızası nerde? Sormaz mısın zalim nefsim. Bu mudur dünyada harcın? Yıkılır taht ile burcun, Namaz, oruç kulluk borcun, vermez misin zalim nefsim. Okumaya Devam Et

Kendi çöplüğünde öten horozlar, Şimdi her meydanda ötüyor emmi. Sahte gülücükler; yapmacık pozlar, İnsanlık battıkça batıyor emmi. Çıkarcı dostluklar vefadan yoksun, Ağlayana güler cefadan yoksun, Çalmadan oynayan sefadan yoksun, Durduk yere göbek atıyor emmi. Sevgiden saygıdan habersiz nesil, Kopyayı unuttuk nerede asıl? Yıkıldı töreler bozuldu usûl, Evlat atasına çatıyor emmi. Okumaya Devam Et

Ana cümle işim terse yoruldu, Benim eski yardan intizarım var. Umut dalım ta kökünden kırıldı, Şimdi bir nefeste bin efkarım var. Hayat sınavından sınıfta kaldım, Gözyaşımla sabır taşını deldim, Daha genç yaşımda saçımı yoldum, Otuza varmadan ihtiyarım var. Garipoğlu yandım aşkın narında, Mansur oldum bir güzelin darında, Her seherde, her Okumaya Devam Et

Yaza yaza mürekkebim tükendi, Feleğin işini aklım almıyor. Feryad-ı ahımdan bulutlar yandı, Çeşm/i yaşım gibi yağmak bilmiyor. Karac’oğlan dertten felah bulmamış, Sümmani de yârdan murat almamış, Mahzuni de can evinden gülmemiş, Niye aşıkların yüzü gülmüyor? Garipoğlu’m umudunu yel aldı, Gözlerini sanki derya sel aldı, Hayâlini dahi hoyrat el aldı, Yaşasan Okumaya Devam Et