Aptal bir şair vardı dersiniz bir gün,
Delice severdi çayı,
Anayı severdi ama diyemezdi,
Bacıyı severdi anne emekleri var diye,
Sigarayı severdi bir de,
yok yok, sevmezdi de,
Dumanına anlatırdı çaresizliğini,
Aradığında bulamazdı ki bir Allah kulu,
bulsa da söyleyemezdi ki,
Biz de yoktu onun kilidi,
Anahtarı ilkçağdan mı ne?
Toz toprak üzeri,
Çevirsek kırılırdı,
Demiri pas, küf kokardı kalbi gibi.
Kardeşi severdi,
Can pınarına berrak su.
Ona da susardı ama,
O ağlasa temelinden yıkılırdı,
göğün sur direkleri üstüne.
Babayı severdi ama az biraz kırgın,
Yalanı bilmezdi, saftı.
Samimiyeti severdi ama yine de yalnızdı,
Aşkı severdi,
Ne yazık! Hiç bulamadı,
Kahve severdi bir de,
Kokusunu hasrete benzetirdi.
Dostu severdi Azrail olsa,
Hani öl deseler yok demezdi.
Durup neden demezdi.
Zaten hayırı bilmezdi ki,
Deli dolu ama yorgundu,
Hayat çarkının dişine düşmese gülerdi.
Rabbine de küskün müydü ne?
Bir hayırlı can yoldaşa muhtaç etti diye,
Bedeni kocaman ama ruhu çocuktu.
Gül deseler gülerdi.
Acayip korkuları vardı,
Utanırdı duyulsa,
Gözü akmazdı da yüreği ağlardı,
Kırmak istemezdi bizi de, biz kırılırdık,
Anlayamazdık ki,
Bir defa bakamadık ki can kafesine,
gönül gözüyle.
Fıtrattan asiydi, dikbaşlıydı ama,
Dost dedin mi ona,
Eğiirdi yerlere değin,
Salkımsöğüt misali,
Yenilmeyi sevmezdi de, dost olsundu yenen.
Düşmana yenilse uyumazdı,
Kendine söverdi, kaç şafak atana dek.
Herkesi dost bilirdi de, yoktu bir can dostu.
Ey cemaat!
Nasıl bilirdiniz, siz bu şairi?
İyi mi bilirdiniz?
Haklarınızı helal ettiniz mi?