Ana bir hoş olmuş şu koca âlem,
İzinden anlamaz; yol garip garip.
Artık bana bile darılmış kalem,
Yazından anlamaz; el garip garip.
Bülbül feryadına güller ağlaşır,
Sanma aslan tilki ile yarışır,
Bu devirde aşık boşa çığrışır,
Sazından anlamaz; tel garip garip.
Bacasız hanede ocak yanar mı?
Gül dalına kara karga konar mı?
Kör olanlar sadık dostu tanır mı?
Yüzünden anlamaz; dil garip garip.
Garipoğlu’m eden ettiğin bulur,
Her kışın sonrası ilk bahar olur,
Niye can canana küsülü kalır?
Nazından anlamaz; kul garip garip.