Sildim gönül defterimden; Ey vefasız! Adını, Bundan sonra yaz desen de; kalem bozuk, el bozuk. Ben yandıkça körükledin; yüreğimin odunu, Senin gibi nadanlarda kelam bozuk, dil bozuk. Al yeşilli bağlarıma baykuşları kondurdun, Yanan umut ışığımı bir nefeste söndürdün, Susuz çölde mecnun ettin; çıkmaz yola gönderdin, Anladım ki bu zamanda leyla Okumaya Devam Et

Niye bir acayip oldu şu âlem? Bülbül güle konmayı mı unuttu? Tükenmiş mürekkep; yazmıyor kalem, Yoksa dilim dönmeyi mi unuttu? Kadir Mevlâ’m çok hikmet var işinde, Yunar oldum gözlerimin yaşında, Kerem ettin nazlı yârin peşinde, Yanardağlar sönmeyi mi unuttu. Ferman olsam yâr gönlüne yazılsam, Kervan olsam yollarına dizilsem, Toprak gibi Okumaya Devam Et

Ana bir hoş olmuş şu koca âlem, İzinden anlamaz; yol garip garip. Artık bana bile darılmış kalem, Yazından anlamaz; el garip garip. Bülbül feryadına güller ağlaşır, Sanma aslan tilki ile yarışır, Bu devirde aşık boşa çığrışır, Sazından anlamaz; tel garip garip. Bacasız hanede ocak yanar mı? Gül dalına kara karga Okumaya Devam Et