Yine kahırlandım kendi kendime,
Yüreğimde fer kalmamış ağa can.
Bunca elem ağır geldi bendime,
Taşa taşa yer kalmamış ağa can.
Her yanımız kör dikenle sarılmış,
Garip serçe yuvasında vurulmuş,
Nemrut’lar, Karun’lar tekrar dirilmiş,
Hiç akıllı ser kalmamış ağa can.
Çakal ile dolmuş kurtlar otağı,
Kurdu sarmış cehaletin batağı,
Dost mu kaldı derdimizin ortağı?
Asaletli er kalmamış ağa can.
Nice para döktük yırtık astara,
Yaren olmaz yarenini küstüre,
İnsanlığa doğru yolu göstere,
Ak sakallı pir kalmamış ağa can.
Tatlı aşı ağu ile pişirmiş,
Sadakat burcunu yıkmış aşırmış,
Edebi erkanı yardan uçurmuş,
Gül yüzünde nur kalmamış ağa can.
Garipoğlu’m felek bakmış falıma,
Turna sandım baykuş kondu dalıma,
Her nefeste yaklaşırken ölüme,
Bir vefalı yar kalmamış ağa can.