Kaldırma yar nikabını, Yeller yüzüne vurmasın. Hançer etme zülüflerin, Teller yüzüne vurmasın. Kemlik köprüsünden geçme, Namertin suyunu içme, Sırrını herkese açma, Kullar yüzüne vurmasın. Asır eyleme gününü, Kayaya dökme daneni, İnkar etme sevdiğini, Diller yüzüne vurmasın. Garipoğlu’nun narını, Söndürme sevda nurunu, Saklayıver kusurunu, Eller yüzüne vurmasın.

âşıklar derdini kime söylesin? Ağzının içinde dil perişandır. İnsanoğlu kaderine mahkumdur, Feleğin elinde kul perişandır. Gözüm yok dünyalık bir tek heveste, Yusuf gibi kaldım altın kafeste, Kulağım o yâri duyar her seste, Yöre biçaredir; el perişandır. Garipoğlu’m bülbül olsa ötemez, Çaba ile menziline yetemez, Gündüz uyuyamaz; gece yatamaz, Yâr için Okumaya Devam Et