âşıklar derdini kime söylesin?
Ağzının içinde dil perişandır.
İnsanoğlu kaderine mahkumdur,
Feleğin elinde kul perişandır.
Gözüm yok dünyalık bir tek heveste,
Yusuf gibi kaldım altın kafeste,
Kulağım o yâri duyar her seste,
Yöre biçaredir; el perişandır.
Garipoğlu’m bülbül olsa ötemez,
Çaba ile menziline yetemez,
Gündüz uyuyamaz; gece yatamaz,
Yâr için düştüğü hal perişandır.