Deli gönül, harman gibi savruldun, Kanadın bir yana; kolun bir yana, Aşk odunda yana yana kavruldun, Ateşin bir yana; külün bir yana. Çölde serap; düz ovada del’oldun, Deryalarda dalga dalga sel oldun, Bülbül iken en sonunda lâl oldun, Sohbetin bir yana; dilin bir yana. Her işini bir olmaza bağladın, Gündüz Okumaya Devam Et

Dedim güzel meftun oldum ben sana, Dedi viran bağda bar bulamazsın. Dedim aşkın oku saplandı cana, Dedi o yaraya fer bulamazsın. Dedim deli gönül düştü mihnete, Dedi varmam köprü olsan cennete, Dedim başım alıp gitsem gurbete, Dedi gurbet elde yer bulamazsın. Dedim toka olsam zülfün telinde, Dedi karga gezmez gülşen Okumaya Devam Et

Yürü bre deli gönül, Sen kimseye yar olmazsın. Viranda neylesin bülbül, Ölmeden mamur olmazsın. Kurumuş sevgi çayların, Asıra dönmüş ayların, Yıkılmış han sarayların, Kimseye derman kılmazsın. Çilelerin gülü solsa, Garipoğlu’m yüzün gülse, Yalan dünya bomboş kalsa, Kendine bir yer bulmazsın.

Bu aşkın elinden harabe ömrüm, Rüzgarlarda savruluyor; ağabey. Ne sözüm geçer gönüle; ne hükmüm, Can bedenden ayrılıyor; ağabey. Deli gönül yari görür her düşde, Sevdası tütüyor dumanlı başda, Tutuşur yüreğim sanki ateşde, Alev alev kavruluyor; ağabey. Mecnun gibi Leyla’sını arayan, Kerem gibi yar yoluna eriyen, Yıllar yılı hasret ile çürüyen, Okumaya Devam Et