Bahçede yeşil hıyar,
Boyun boyuma uyar,
Ben seni gizli sevdim,
Bilmedim âlem duyar.
Böyle yanık bir türkünün sâlâsı dolanır ruhuna gecenin.
Zehirli hançermişçesine vurur bağrıma ezgisi.
Hani ya gizli sevmiştim ben seni.
Kimse görmeyecek, bilmeyecekti esrarımı.
Yine erken doladı hayat, hain çelmesini ayağıma.
Bahçede yeşil hıyar,
Boyun boyuma uyar,
Ben seni gizli sevdim,
Bilmedim âlem duyar.
Her âşık biraz aptaldır derlerdi, Kulağı kesik âşıklar.
Ben zirvesinde yitirdim seni aptallığın,
Hangi âşık sevmedi diye gücenir sevdiğine?
Hangi seven kıyar sevdiğine?
Dili tutulan bir adamın yâri görende, Zincirsiz bağlanmaz mı kolları?
Anlamadın, Görmek istemedin belki olsun.
Ciltler dolusu kitap olur konuşsam.
Bazı şeyler vardır anlatamazsın, Parça parça öldürür, söyleyemezsin.
Bahçede yeşil hıyar,
Boyun boyuma uyar,
Ben seni gizli sevdim,
Bilmedim âlem duyar.
Almadan hiçbir şey vermezmiş hayat, Sen gidince anladım.
Koca bir dağ nasıl yıkılır?
Geriye dumanından başka nesi kalır?
Şimdi öyle bil beni.
Bahçede yeşil hıyar,
Boyun boyuma uyar,
Ben seni gizli sevdim,
Bilmedim âlem duyar.
Hiçbir şey yaşayamadan göçüp giden bir ozan vardı derler dostlarım.
Küskün gelmişti hayata, küskün gitti.
Adı Garipoğlu mu Harapoğlu mu öyle bir şeydi.
Sen onu bile hatırlamazsın yıllar geçtikçe.
Kimbilir ne zaman kimler okur yazdıklarımı?
Bilinir mi, bilinmez mi kıymeti?
Bahçede yeşil hıyar,
Boyun boyuma uyar,
Ben seni gizli sevdim,
Bilmedim alem duyar.
Allah şahit ne küstüm, ne gücendim sana.
Hani bilerek atlarsın ya nevruz ateşine,
Geçemezsen ayağının altı alev alır.
İşte öyle sevdim seni.
Düşeceğimi bilerek yani.
Üstünden geçmek için değil,
ben o alevde yanmak için sevdim seni.