Bilmem bunca zaman nasıl yaşadım,
Yıllar bana küs eyledi sevdiğim.
Ağustosda hazan değdi; üşüdüm,
Yeller bana küs eyledi sevdiğim.
Bir kara gözlüye meftunum dedim,
Tabibim, dermanım, sultanım dedim,
Olmaz bir sevdaya mecnunum dedim.
Çöller bana küs eyledi sevdiğim.
Manasın yitirmiş kelam gibiyim,
Dostun almadığı selam gibiyim,
Mürekkebi bitmiş kalem gibiyim,
Eller bana küs eyledi sevdiğim.
Dert dökemez oldum kardeş bacıya,
Merhem mi var içimdeki acıya?
Kurbanım adında iki heceye,
Diller bana küs eyledi sevdiğim.
Mevla’m ayrı çizmiş bizim yolumuz,
Sen gideli dertli çalar telimiz,
Açmaz oldu has bahçede gülümüz,
Güller bana küs eyledi sevdiğim.
Garipoğlu’m canım tenden habersiz,
Yarından habersiz; dünden habersiz,
Sen yaşar durursun benden habersiz,
Kullar bana küs eyledi sevdiğim.