Ne yarenim kaldı; ne de sırdaşım,
Ben kendi kendime yaşarım anne.
Dertten kurtulmuyor biçare başım,
Her türlü çileyi taşırım anne.
Bir türlü bitmiyor derde merağım,
Yada yakın iken dosttan ırağım,
Artık hiç kalmadı durum durağım,
Kükremiş sel gibi taşarım anne.
Feryat figan gönlüm durmadan inler,
Felek hep döktürdü gözümden kanlar,
Birbirine girdi mevsimler günler,
Ağustosda bile üşürüm anne.
Bana diken oldu eldeki güller,
Her bir yanım sarp yokuşlu engeller,
Boşa geldi geçti ömrümden yıllar,
Bu kara talihe şaşarım anne.
Garipoğlu yüreğimde kor kaldı,
Yandı gönül evim tarumar kaldı,
Tek sermayem bir vefasız yar kaldı,
İşte ona yanar pişerim anne.