Kendi sılasında gurbetçi gibi,
Yaşayana çare var mı doktorda?
Geceleri derdi nöbetçi gibi,
taşıyana çare var mı doktorda?

Yalınayak gezen tipide buzda,
kış gününde yanan alevsiz közde,
Vurgun yemiş kul misali temmuzda,
Üşüyene çare var mı doktorda?

Sahtekar dost ile bozan arayı,
Kurmadan yıkılan gönül sarayı,
Derman sanıp sinesinde yarayı,
Kaşıyana çare var mı doktorda?

Ben Garipoğlu’yum derdi sıralı,
Yüreceği aşk elinden püreli,
Benim gibi bahtı kara; yaralı,
Perişana çare var mı doktorda?

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir