Gittiğinden beri deli gönlüme, Yaşamayı zor eyledi o kadın. Söyledikçe kilit vurdu dilime, Ahvalimi sır eyledi o kadın. Güler mi hayatta beli bükülen? Kaderin ağına her dem takılan, Gözlerimden sağanak sağanak dökülen, Yağmurumu kar eyledi o kadın. Önüne set kurdu kapı bacamın, Yüzünü unuttum kardeş bacımın, Bana zindan olan gündüz Okumaya Devam Et

Bir yandan bir yana savruluyorum, Kurumuş tohumun fidesi gibi. Susuz çöl içinde kavruluyorum, Yüreğim fırtına adası gibi. Yeşermez umudum; virane bağlar, Yare erişmeye engeldir dağlar, Tenhada kalanda gözlerim ağlar, Yakup peygamberin didesi gibi. Ömrüm yaza hasret; güzü bitmiyor, Düşmanın dikenli sözü bitmiyor, Şu feleğin bana nazı bitmiyor, Hercai dilberin edası Okumaya Devam Et

Acep kıyar m’ola? Dost olan dosta, Gül sinem üstüne ok vurma benim. Anamdan doğalı ciğerim hasta, Bir de dallarımı sen kırma benim. Evvel Mecnun idim; Kerem’e döndüm, Yunus ocağında kül oldum; yandım, Sabavetten beri dosta inandım, Harmanım dört yana savurma benim. Şu divane gönlüm yardan yaralı, Bahçeden yaralı, bardan yaralı, Okumaya Devam Et

Soruyorlar; nerde kaldı insanlık? Ölmeden toprağa girmiş yatıyor. Ben bitti sanırdım sultanlık, hanlık, Bir kümeste beş yüz horoz ötüyor. Evvel muhabbetli diller var imiş, Leyla’lı Mecnun’lu çöller var imiş, Edepli erkanlı kullar var imiş, Koca kendi avradını satıyor. Yiğitlik sustukça zalim güçlendi, Müslümanlık terör ile harçlandı, Çiftçi esnaf bankalara borçlandı, Okumaya Devam Et

Bedeni burdayken; gönlü dağlardan, Aşan iflah olmaz; Ahmet kardeşim. Feleğin kurduğu tuzak ağlardan, Geçen iflah olmaz; Ahmet kardeşim. Bu sevdanın tarifini edemem, Yollarım sarp menzil ırak gidemem, İkrarım var ise ikrar güdemem, Şaşan iflah olmaz; Ahmet kardeşim. Kır at geçmez asaletli huyundan, Yiğit yardan geçmez; geçer boyundan, Kaderin ağulu kevser Okumaya Devam Et

Sağlığını alır gider, Bırak kardeş sigarayı. Ya kanser ya siroz eder, Bırak kardeş sigarayı. Vücuduna zehir saçar, Ciğerde yaralar açar, Sevdiklerin senden kaçar, Bırak kardeş sigarayı. Kalmaz kesilir dermanın, Genç yaşında çürür tenin, Odur en büyük düşmanın, Bırak kardeş sigarayı. Garip, sözüm önce sana, Yazıktır kıyma canına, Tükenirsin yana yana, Okumaya Devam Et

Bunca yıldır ben bilirim; neler çektim elinden, Yürü bre ey vefasız! Gayrı seni istemem. Leyla’sız Mecnun misali yandım susuz çölünden, Senin için bir katrecik yanan canı istemem. Bu sevdada gönlün yoktu ne başıma dolandın? On üç sene bebek gibi büyüttüğüm yılandın, Sen ki benim her şeyime bir tek sahip olandın, Okumaya Devam Et

Ana doldu yine sevda kazanım, Beni bir gün güldürmedi kaderim. Sılasında gurbet kalmış ozanım, Yıktı yıktı öldürmedi kaderim. Haşa isyan etmem Hakk yazgısına, Güfte oldum hazin aşk ezgisine, Eremedim vuslatın çizgisine, Muradımı aldırmadı kaderim. Çile ırmağında coştum, çağladım, Can özümü bir ikrara bağladım, Garipoğlu’m bir başıma ağladım, Gözyaşımı sildirmedi kaderim.

Boşuna gam çekme; ey mecnun gönül! Kimler deva bulmuş; çöl yarasına. Dikenli gül için figanda bülbül, O da feryat eder dil yarasına. Dibe battı aşkımızın gemisi, Issız kaldı bizim gönül camisi, Yüreğimde kaldı sevda kaması, Felekler neylesin kul yarasına? Garipoğlu’m çilesinden onmadı, Deli gönül aşk meyinden kanmadı, Talih bizden yana Okumaya Devam Et

Dinle, sözüm sana; ey nazlı dilber! Sen de eller gibi vefasız olma. Arada bir gönder; kendinden haber, Susuz çöller gibi vefasız olma. Dile döktüm yüreğimin yasını, Gel koparma; bu sevdanın süsünü, Esirgeme; kulağımdan sesini, Suskun diller gibi vefasız olma. Emrah’ı zindanda yatıran gibi, Kamber’i ölüme götüren gibi, Eşref’i sulara batıran Okumaya Devam Et