Ne yurdum, ne yuvam, ne ocağım var,
Bayramdan bana ne; elden bana ne.
Ne köyüm, kasabam, ne bucağım var,
Gurbetten bana ne; yoldan bana ne.
Eşi dostu olan bayram yaşıyor,
Gözyaşlarım asumanı aşıyor,
Benim gönlüm ağustosda üşüyor,
Yeşilden bana ne; aldan bana ne.
Mesken ettim bana sevda çölünü,
Sılada yaşarım gurbet elini,
Neyleyeyim el bağının gülünü,
Leyla’dan bana ne; çölden bana ne.
Mecalim yok hayat denen savaşa,
Avazım yok; sevdiğime ulaşa,
Aşık var mı muradına kavuşa?
Dudaktan bana ne; dilden bana ne.
Garipoğlu’m ahvalimi yazamam,
Şahin olup kanadımı süzemem,
Kimselere sitem edip kızamam,
Kalemden bana ne; elden bana ne.